BLOG


Markaların Maslow Piramidinde Tepe Noktası: UGC (User Generated Content)

Günümüzde iletişim ve buna bağlı iletişim stratejileri hızlı bir değişim gösterirken markalar için tüketiciyle kurulan bağ daha da değer kazanıyor. 20. yüzyıla damgasını vuran Abraham Harold Maslow’un kendi adı ile anılan meşhur “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” veya “Maslow Piramidi” kuramı da bugün markalar dünyasına uyarlandığında tepe noktasında UGC yani User Generated Content dediğimiz kavramla karşılaşıyoruz. Günümüz iletişiminin tek boyuttan çoklu bir boyuta ulaşmasıyla önemi daha çok artan UGC kavramının geçmişi her ne kadar 2000’li yılların başına dayansa da gerçek popülerliğini pandemi sonrasında kazandı. Bu dönemde özellikle iletişim teknolojilerinin dijital dünyaya yönelmesiyle reklam ve pazarlama stratejilerinin ana hedefi ise tüketici oldu. Bununla birlikte de iletişim danışmanlık hizmetlerinde yeni bir dönem başladı.

Bugünün pazarlamasına parlayan yıldız: UGC
Bugün markaları hedef kitleyle aynı tabanda birbirine daha çok yaklaştıran ve tüketici tarafından oluşturulan içerik olarak da bilinen UGC, iletişimde de daha etkileşimli bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Markaların Maslow Piramidi’nde tepe noktası olarak da nitelendirilen UGC’de ürün veya hizmetin gerçek tüketici tarafından fotoğraf veya videosunun çekilip sosyal medyada paylaşılması gerekiyor. Günümüzde geleneksel reklamlarla yapılan pazarlama çalışmaları her ne kadar gücünü korusa da UGC pazarlamasının da yükselişi ve popülerliği, markaları cezbeden bir faktör olarak konumlanıyor. Kişisel deneyimlerin fotoğraf veya video aracılığıyla kaydedilip ürün/hizmet hakkındaki görüşlerin paylaşılması, markanın da sosyal medyanın gücü sayesinde milyonlarca kişiye ulaşmasında etkili oluyor. Markaların online itibar yönetimine de ciddi bir katkı sağlayan UGC, yürütülen bir kampanya ya da iletişim stratejisinin de tüketici nezdinden başarıya ulaştığının önemli göstergelerinden biri. Nitekim Coca Cola’nın isme özel çıkardığı ürünlerin sosyal medyada paylaşımı, Apple’ın #ShotOnIphone kampanyası, Netflix’in popüler dizisi Stranger Things’in yeni sezonu öncesi #StrangerThings2 hashtagi ile kullanıcıları etraftaki garip şeyleri paylaşmaya teşvik etmesi ve Migros’un TikTok’ta gerçekleştirdiği “Reyon Savaşları Challenge” projesi, UGC dendiğinde ilk akla gelenler arasında bulunuyor.

Hedef kitleyle kurulan bağ UGC ile daha güçlü
Peki, UGC pazarlamasında markalar nasıl avantajlar elde ediyor? Bu soru için verilebilecek ilk cevap hiç kuşku yok ki tüketiciyle kurulan güçlü bağ ve tüketici nezdinde sağlanan güven. Çünkü günümüzde hedef kitle için bir ürün ya da hizmeti satın alma noktasında benzer deneyim ve gerçek fikirlerin varlığı, markanın yaptığı reklam ve diğer pazarlama çalışmalarından daha ikna edici oluyor. Bunun yanı sıra akılda kalıcılık, tüketicinin markanın ürün ve hizmetiyle kendisini daha içten bir şekilde bağdaştırması ile markanın reklama daha az bütçe ayırıp yüksek etkileşim elde etmesi, UGC kampanyalarının sunduğu avantajlar arasında bulunuyor.

Halil Şimşek